>Kapitalizme Hayır de: bir öğle uykusu çek!

>

Bir Sanattır Öğle Uykusu (L’Art de la sieste)
Thierry Paquot
Fransızca aslından çeviren: Orçun Türkay
Can Yayınları – Kırkmerak Dizisi
Sayfa sayısı: 93 Fiyatı: 9,50 TL


Öğle uykusu sever misiniz?
Öğle Uykusu uyuyup da mutlu, dinç uyanmayanımız var mıdır?

“Öğle uykusu bir zorunluluktur. Sizden bir şeyi kibarca istemek yerine basbayağı dayatır kendini. Oradadır işte, çekici, işveli, yumuşacık, kısacası dayanılmaz. Sıcaklığıyla sarar sizi, okşar, sever. Onu körü körüne izlersiniz. Gözleriniz siz istemeseniz de kapanır, bedeniniz gitgide gevşer, biraz sonra belli belirsizce içi boşalır sanki, hafifler, görünmez gibi olur, yok gibi. İçiniz mutlulukla, bir mutluluk biçimiyle dolup taşar. Bırakırsınız kendinizi, koyuverirsiniz ve içten içe şaşırarak benliğinizi teslim edersiniz.”

Öğle uykusu, şekerleme,kestirme..en yaygın isimlerden birisi de kaylule’dir ve sünnettir. Efendimiz (s.a.s) kaylule yaparlar ve tavsiye ederlermiş.

Modern yüzyılda, iş-para-kariyer üçgeninde maalesef bu müthiş derecede güzel şeye yer yok. Ama Latin Amerika, İspanya, İtalya, ve Çin gibi ülkelerde yaygın olduğunu biliyoruz. Çin’de xiu-xi olarak bilinir ve hatta 1949 Anayasası’nın 49.maddesinde açıkça öğle uykusundan söz edilir.

Fransız felsefeci Thierry Paquot’un Öğle Uykusunu ele aldığı kitabı can yayınları kırk merak dizisinden çıktı. Kitabın girişindeki şu sözlere çoğumuz yabancı değilizdir belki:
Ağır ağır kalkıyorum çalışma masamdan, bilgisayarımı kapıyorum, yatağıma doğru ilerliyorum; pantolonumu, ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkarıyorum, telefonun fişini çekiyorum ve biraz da üzülerek Martine Geliot’nun “Arp Resitali”ni sona erdiriyorum. Arkasından, uzanıyorum, gözlerimi kapatıyorum ve ortaya konuşurmuşçasına, kendi kendime “iyi uykular” dediğimi duyuyorum; enikonu işitilmeyecek bir sesle, bir mırıltı, bir okşama gibi. Birkaç saniye sonra, artık hiçbir şey benim denetimimde değil, bütünüyle “başka bir yerde”yim, uyku âleminde… Saat kaç? Neredeyse bir buçuk. Öğleden sonranın başlangıcı. Öğle uykusunun sizleri çağırdığı ve ona nasıl yanıt vereceğinizi bilemediğiniz o leziz, kısacık süreç. Uyumak mı? Ama yapacak onca şey var. Uyumak mı? Ciddi olamam! Ya biri duysa bunu, eşime, dostuma, öğrencilerime, meslektaşlarıma, üstlerime söylese… Hayır, rahatsız etmeyin beni, dinlenme zamanı bu. Burada olmamın nedeni kimse değil: Uyuyorum ben!”
Kapitalist temponun dışına çıkıp yavaşlayarak, biraz nonconformist olup Öğle Uykusuna ne dersiniz? Siz evet dersiniz de, patronunuz ne der, soru bu. Üstelik öğlen arası nerde bir yatak bulup da uyuyacağız değil mi?
Yine de bir çaresine bakıp uyumak lazım efendim.

İyi okumalar, tatlı rüyalar.

-IJAZ, 2007