4’33” (4 dakika 33 saniye) sessizliğin bedeli 1$

çocukluğumdan beri müzik, sanat ve spora hep ilgi duymuşumdur. son yıllarda bu ilgi bir düşkünlüğe, hatta belki bir saplantıya da dönüşmüş olabilir. kim bilir, neyse..

şimdi sıkı durun, sizi dünya müzik tarihinin en çılgın müzik yapıtıyla tanıştırmak istiyorum. aslında böyle çılgın güzellikteki şeyleri hep kendime saklarım ama bu defa ikram mahiyetinde paylaşalım. (paylaşmak iyidir ama fazla da abartmamak gerekir. kıymet bilen, bilemeyen var. neyse bu ayrı bir konu.) 

eserin sahibi, john cage. 1912 Los Angeles doğumlu  besteci, filozof, yazar.

eserin adı: 4’33” (dört dakika otuz üç saniye, şeklinde okunur). john bu eser için tam 4 yıl kafa yordu. 4’33” belki de müzik tarihinin zirvesinde bir eser. bundan ötesi mümkün değil. neden mi? 4’33” Herhangi bir enstrüman (veya enstrüman grubu) için yazılmış olup partisyonda müzisyenlerin üç bölüm boyunca enstrümanlarını hiç çalmamaları gerektiği belirtilmektedir. -benim favorim piyano ile olan çalışmadır.- Parçada birinci bölüm otuz saniye, ikinci bölüm iki dakika yirmi üç saniye, üçüncü bölüm ise bir dakika kırk saniyedir. ilk bakışta 4 dk. 33 sn. süren bir sessizlik olarak düşünülse de aslında tam da öyle değil. eserin icra edilmesi esnasında çıkan sesler, havalandırma sesi, sandalye sesi, nefes alış veriş, trafik sesi, kapı sesi, konuşmalar, kuş sesleri, yani o an orada olan ne varsa müziği oluşturan şey onlar. biraz çılgınca mı geldi? evet öyle ama fevkalbeşer eserler böyle ortaya çıkar zaten. belki 50 yıl sonra Stravinsky “old fashioned” olabilir ama 1000 yıl sonra bile 4’33” hala taze, dinamik ve ilham verici olacak.

sanatın klasik görüş tanımlarından birisi Ali Şeriati’ye aittir: “sanat, varolandan kaçıştır.” benim yaklaşımım da buna yakın. sanat, doğada varolanın özneden geçerek kırılmaya uğratılması (alegori veya deconstruction-yapıbozum) neticesinde oluşur. bu yönüyle bakıldığında Müzik Evrensel Değildir!. müziğin evrensel olduğu iddiası üzerine düşünülmeden sakızlaştırılmış, içi boş bir laf ebeliğidir. müzik evrensel değildir. özneldir. sanat da öyle. jonh cage’in 4’33’ adlı eserinde ise şeriati’nin sanat tanımından ne kadar uzak düşüyoruz değil mi. zira 4’33’ de realite sanatı-müziği oluşturan şeyin ta kendisi. klasik müzik eserlerinde bir format vardır. sesler, sözler, ritim, beste zaten bellidir. bu yönüyle de bakıldığında 4’33’ e sanatın ve müziğin zirvesi, zira 4’33’  “mümkün bütün sesleri, sözleri, ritimleri” potansiyel olarak içermekte ve yer yer kinetiğe dönüştürmektedir. şimdi 4’33” ü dinleyelim. -sesini istediğiniz kadar açabilirsiniz :)

john cage ilhamını ise Robert Rauschenberg isimli bir ressam arkadaşından almıştır. (sanat geçişli bir fiildir). Rauschenberg, “Beyaz Boyamalar” adını verdiği bir seri tabloyu yapar. Tümüyle beyaz boyalı 7 parçadan oluşan bu yapıt, besteciye esin kaynağı olmuştur. ressamın bu çalışmasında amacı şudur: sergiyi gezenler sanat eserine bakarken beyaz tabloya gölgeler(i) düşer ve beyaz tablolar kendilerini-hayatı yansıtır. hareketli bir sanat eseri yani. zaten beyaz yedi rengin kesişiminden oluşur. onda her renk vardır.

sessizlik de öyle değil mi? bütün müzik eserleri notalarla değil sessizlikle başlar ve sessizlikle biter. iki notayı ayıran şey “sessizlik notasıdır”.

john cage aynı zamanda Zen budizmiyle ilgilidir. zen düşüncesinde boşluk evrenin ana malzemesidir (ki bugünün fizik bilimiyle de uyum içindedir, zira atomun %99.9 u boşluktur) ayrıca bir uzakdoğu felsefesi olan wu-wei ise “hiç bir şey yapmadan her şeyi yapmış olma”yı öğütler.    

müzik tarihinin bu zirve eseri, şaheseri karşısında gülenleriniz, ciddiye almayanlarınız varsa onları esefle kınıyorum, mümkünse benim blogtan uzak durun. bu eserle dalga geçmek mahiyetinde bir şarkıdaki sessizlik anlarına kaynak olarak “cage” yazan şarkıcı telif ödemek zorunda kaldı. inanmıyorsan tıkla. bunu da söylemiş olayım, ona göre :)    

ayrıca 4’33” adlı şarkıyı iTunes’dan da indirebilirsiniz. fiyatı: 1 $. eşsiz bir deneyim için bedava.   

başka bir 4’33” yorumu: http://www.bbc.co.uk/news/magazine-12021661            

***

Ramazan ayının ilk sahurunda bu yazıyı yazarken, bu şarkıdan öğreneceğimiz ne çok şey varmış tekrar görmüş oldum.

*gerçekten dinlemeyi bilirsen, hayat bir lezzet çeşnisidir

**hakikat görsel değil, işitseldir.

*** nietzsche’nin de dediği gibi, “müziksiz bir hayat hata olurdu.” ama müzik üzerine konuşmak mimari üzerine dans etmek kadar anlamlıdır.

**** kulağınla değil kalbinle işit.

*****less is more. (az, çoktur.)

       

4’33” (4 dakika 33 saniye) sessizliğin bedeli 1$” için 2 yorum

Yorum yapmak DNA'mızda var!